Balkan türklerinden İlhami Emin’in anısına
28.04.21
Uluslararsı Vizyon Üniversitesi Balkan Araştırmaları Öğretim Üyesi Sevil İrevanlı [email protected]
Balkanlar’daki Türk yazarlardan İlhami Emini ilk olarak “Yürüyen Duvar” romanı ile tanımıştım. Daha sonra Kuzey Makedonya Gostivar’da bir ilk olarak Türkçe eğitim veren Uluslararası Vizyon Üniversitesi’nin kurucu rektörü sayın Prof. dr. Fadıl Hoca’nın Attila hocayla İlhami Emin hakkında konuşmalarını dinlerken İlhami Emin ile bir söyleşi yapmayı düşünmüştüm. İlhami Emin’in eşi Emire hanımla Gostivar’da Türkçe öğretmeni olan Leyla hanım vasıtasıyla irtibat kurarak görüşecektik. Maalesef bu söyleşi İlhami Emin’in aniden vefatı dolayısıyla gerçekleşemedi.
İlhami Emin Ağustos 1931 yılında Doğu Makedonya’nın Yörüklük diye bilinen bölgede Radoviş kentinde doğmuştur. Üsküp’te liseyi bitirdikten sonra Yüksek Pedagoji Enstitüsü’nden mezun oldu. İlhami Emin, ilk başlarda Makedonca şiirler ve eleştiriler yazdı. Daha sonra ise Türkçe yazmaya başladı. Manzum masal denemeleri yapan İlhami Emin, Makedonya Türklerinin edebiyatında öncelikle şair olarak tanınır. Taş Ötesi, Gülkılıç, Gülçiçek, Gülçiçekhane, Gülev, Yörükçe, Güldeste, Güldin ve Gülyol onun yayımlanmış olan şiir kitaplarıdır. Sonraki yazılarında gül imajından faydalanmaya çalıştı. İlhami Emin çocuklar için de manzumeler yazmış: Ay Kedisiz Saray, Kırk Dost, Güneşli Şiirler, Şiirli Alfabe vd. İlhami Emin Yugoslavya’da komunizm döneminde “Sesler” kültür sanat dergisinin sorumlu yazarı, Türk Arnavut tiyatrosunda genel müdür ve Makedonya Kültür Bakanlığında sanat etkinliklerinden sorumlu bakan yardımcısı gibi görevlerde bulunmuştu.
Balkan ülkeleri yazılı Türk edebiyatı şiir ağırlıklıdır. İlhami Emin de şair olarak ünlenmiştir. Yazdığı anlamlı şiirlerden biri de Seyyid Onbaşı şiiridir. Şiiri okuyalım:
canım kardeşim seyyid onbaşım
seni içimden geldiği kadar kucaklamaya ve göklere çıkarmaya ne kollarım yeter ne gözlerim
canım kardeşim seyyid onbaşım
çanakkale göğümde kanat geren zümrütüanka misali osman gazi rüyali kuşuma tüm saldırılar boşuna
canım kardeşim seyyid onbaşım
Zeki Gürel İlhami Emin’in hayatı eserleri ve sanatını anlatan “Gülkaya İlhami Emin-Hayatı Sanatı Eserleri” adlı bir kitabı yayınlamış. Ancak anlaşılan bu kitap hazırlandığı sırada İlhami Emin’in Yürüyen duvar adlı önemli kitabı henüz çıkmıştı. O sebeptendir ki kitap Balkanlar’da ve bütün Türk edebiyatında önemli nesir eseri olduğu halde kitap hakkında çok kısa geçilmiş. İlhami Emin’in "Yürüyen Duvar" romanı çıktığında Güler Selim kitap hakkında şöyle bir tanıtım yazmıştı. Makedonya ülkesinde Türkçe yazılmış en değerli kitap var elimizde diyen Güler Selim’e göre Yürüyen Duvar kalıcı olması maksadıyla yürekle ve duyguyla yazılmış bir romandır. Dikkatle okuyan, her cümlede yazarın bir parçasını bulur. İlhami Emin içgüdüyle yazanlardan değil, onun kitapları çok okumuşluğun sonucu ve ifadesidir. İlhami Emin bir söyleşide “en büyük mesleğim kitap okumaktı” demiştir. Yürüyen Duvar eserinde bunu görmek mümkündür. Balkan Türk edebiyatında, Yürüyen Duvar’ın önemli yeri olacaktır. Yazar Yörüklerin yaşadıkları bölgeler üzerinde Yörük Osman ve ailesinin gözünden büyülü realizmi gözler önüne serer. Radoviş ve yöresinin tozlu sokaklarında asırlar göz açıp kapayıncaya kadar birbirini değiştirir, zamanlarla olaylar iç içe girer, dervişlerin mistisizmi sosyal gerçeklerin epik boyutlarıyla karşılıklı yaşanır karşıya gelir, ölüler dirilir, hayallerle gerçekler birbirine karışır, renkli rüyalarda olup bitenler Yörük psikolojisinin ta diplerine iner. Yürüyen Duvar’ın anlatım tarzı o kadar derin ve esaslı, dili o kadar güçlüdür ki, beğenmeden edemezsiniz. Dahası, ikinci okuyuşunuzdan sonra kitabı bir tutku olarak algılar, Duvar, hayatınızın geri kalan bölümünde yeniden ve yeniden okuyabileceğiniz nadir kitaplardan biridir her okuyuşunuzda onun sayfalarında yenilikler bulursunuz. İlhami Emin Yürüyen Duvar eseriyle hafızamızda her zaman var olacaktır. Gostivar’da bulunduğumuz 28 nisan sabahında değerli yazarın ebediyete uçtuğunu öğrendik. İlhami Emin’i ölüm yıldönümünde anarken söyleşini yapamamanın üzüntüsüyle bu yazıyı tamamlıyorum. Kutlu tini şad, otağı uçmak olsun.
|